ERGENEKON GERÇEĞİ
"İşte Ergenekon" haberi, operasyonu yürüten polisin ve operasyonu günlerdir yayın yasağına karşın yönlendirici başlıklarla kampanya haline getiren medyanın gerçek hedefini açığa çıkardı. İtiraf niteliğindeki haberin ilk spotu, polisin ve medyanın hedefinin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Haberin spotu şöyle:
"İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın terör örgütü olduğunu açıkladığı Ergenekon, 'vatansever', 'ulusal', 'milli', 'kemalist', 'Atatürkçü' gibi adlarla örgütlenen irili ufaklı yapıların toplamı"
Böylece gazete, terör örgütü olduğunu vurguladığı Ergenekon'un kapsamına bütün vatansever, milli kuvvetleri koyarak, bu kuvvetlerin tamamını terör örgütünün unsurları olarak tanımlıyor.
Gazete bununla da kalmıyor ve Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın kaleminden polisi yeni bir hedefe yönlendiriyor. Berkan, köşesinde şöyle diyor:
"Bütün örgüt bu kadar mı? Peki darbeyi kim yapacaktı? Hayır elbette bu kadar deği. Ama sivildeki örgütün çekirdeği işte bu. Belki çemberi biraz daha genişletmek mümkün, belki 40-50 kişi daha vardır o çemberde de."
İsmet Berkan köşesinde bir itirafta da bulunuyor. "Hedef, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını şu veya bu yolla indirmek, yerine de ulusalcı bir hükümet getirmekti. Şu veya bu yolla sözünü de açayım: Ya 28 Şubat vari, medyanın ve bu sayede toplumun geniş kesimlerinin de katılımıyla AKP iktidarının Meclis yoluyla sona erdirilmesi ya da doğrudan askeri darbeyle aynı işin yapılması" diye yazan Berkan, AKP iktidarının meclis yoluyla sona erdirilmesini de suç sayıyor.
Ergenekon örgütüne 'ulusalcı' denilerek dahil edilenlerin kimlikleri de operasyonun üzerindeki kuşkuları yoğunlaştırıyor. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyetin bombalanması faili Alpaslan Aslan, bilindiği gibi duruşma sırasında "Fethullah Gülen'i üzdüysem özür dilerim" diyerek Gülen'e sempatisini ortaya koymuştu.
Operasyonla ilgili olarak yapılan yayınlarda Ergün Poyraz'dan söz edilirken, Poyraz'ın Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan aleyhine yazdığı kitaplarla gündeme gelmesine değinildi. Bu da operasyonun kimliğine ilişkin önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor
"İşte Ergenekon" haberi, operasyonu yürüten polisin ve operasyonu günlerdir yayın yasağına karşın yönlendirici başlıklarla kampanya haline getiren medyanın gerçek hedefini açığa çıkardı. İtiraf niteliğindeki haberin ilk spotu, polisin ve medyanın hedefinin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Haberin spotu şöyle:
"İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın terör örgütü olduğunu açıkladığı Ergenekon, 'vatansever', 'ulusal', 'milli', 'kemalist', 'Atatürkçü' gibi adlarla örgütlenen irili ufaklı yapıların toplamı"
Böylece gazete, terör örgütü olduğunu vurguladığı Ergenekon'un kapsamına bütün vatansever, milli kuvvetleri koyarak, bu kuvvetlerin tamamını terör örgütünün unsurları olarak tanımlıyor.
Gazete bununla da kalmıyor ve Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın kaleminden polisi yeni bir hedefe yönlendiriyor. Berkan, köşesinde şöyle diyor:
"Bütün örgüt bu kadar mı? Peki darbeyi kim yapacaktı? Hayır elbette bu kadar deği. Ama sivildeki örgütün çekirdeği işte bu. Belki çemberi biraz daha genişletmek mümkün, belki 40-50 kişi daha vardır o çemberde de."
İsmet Berkan köşesinde bir itirafta da bulunuyor. "Hedef, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını şu veya bu yolla indirmek, yerine de ulusalcı bir hükümet getirmekti. Şu veya bu yolla sözünü de açayım: Ya 28 Şubat vari, medyanın ve bu sayede toplumun geniş kesimlerinin de katılımıyla AKP iktidarının Meclis yoluyla sona erdirilmesi ya da doğrudan askeri darbeyle aynı işin yapılması" diye yazan Berkan, AKP iktidarının meclis yoluyla sona erdirilmesini de suç sayıyor.
Ergenekon örgütüne 'ulusalcı' denilerek dahil edilenlerin kimlikleri de operasyonun üzerindeki kuşkuları yoğunlaştırıyor. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyetin bombalanması faili Alpaslan Aslan, bilindiği gibi duruşma sırasında "Fethullah Gülen'i üzdüysem özür dilerim" diyerek Gülen'e sempatisini ortaya koymuştu.
Operasyonla ilgili olarak yapılan yayınlarda Ergün Poyraz'dan söz edilirken, Poyraz'ın Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan aleyhine yazdığı kitaplarla gündeme gelmesine değinildi. Bu da operasyonun kimliğine ilişkin önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor
